Röportaj: Muharrem Gezer “Bugüne kadar değerli referans maden Altın’dı. Dijital dönüşüm çağında ise değerli maden VERİ”

Blog // // Qualist

Röportaj: Muharrem Gezer “Bugüne kadar değerli referans maden Altın’dı. Dijital dönüşüm çağında ise değerli maden VERİ”

1) Türkiye ve dünyada dijital dönüşüm hangi noktada nasıl yorumlarsınız? Dijitalleşme dünyada ne kadar yaygınlaştı?

Dijital dönüşümün iki temel bileşeni var. Bunlar “teknoloji” ve “müşteri” ya da teknoloji ile değişen “müşteri beklentileri”. Tıpkı final çizgisi olmayan bir yarışta, enerjisi tükenmeyen hatta her metrede artan yarışçılar gibi bu ikisi koşuyor. Disiplinleri ise çeviklik ve hız. Örnek verecek olursak, teknoloji online alışveriş siteleri üzerinden istenilen hatta kişiselleştirilen ürüne ulaşarak satın alma sağlayabiliyor. Ancak araştırmalara göre müşterilerin %88’i aynı gün, hızlı teslimat için ek bedel ödemeye hazır. Teknoloji hızlı teslimat için çözümler üretmek zorunda kalıyor. Durum böyle olunca dijital dönüşümün genel anlamda hangi noktada olduğunu belirlemek imkansız.

Dünyadaki durum ile Türkiye’deki durumu karşılaştırdığımızda ise müşteri beklentilerinin aynı olmasına rağmen beklentilerin karşılanmasında teknolojiye erişim konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Ürün ya da hizmet sağlayıcı tarafında teknolojik çözümlerin üretilmesinde acele edildiği, kültür, organizasyon yapısı, BT alt yapısı ve kaynaklar boyutlarında olgunluk seviyelerinin çok düşük olduğu görülüyor. Rekabetçi, sürdürülebilir strateji belirlemede çok eksikliklerimiz var.

Dünyada dijitalleşmenin yaygınlaşmasına referans olabilecek kaynaklardan biri ise internete erişim ve sosyal medya kullanım oranı. 2018 yılında internet kullanıcılarının dünya nüfusuna oranı %53 iken 2019’da bu oran %57 Aktif sosyal medya kullanımı ise 2018 yılında %42 iken 2019 yılında %45 Başka bir ifade ile yıllık yaklaşık %10’luk bir artışla dünya dijitalleşiyor.

2) Bir kurumun daha rekabetçi olması adına dijitalleşme sürecinde ki 3 ana unsur nedir?

Veriye dayalı yönetim felsefesi, strateji: Bugüne kadar altın referans değerli maden olarak kullanılsa da yeni maden veri. Şirketler kendi dahili operasyonlarının yürütülmesinde, tedarikçi ve müşteri ile iş ilişkilerinde, strateji oluşturmada veriye dayalı bir yönetim ve karar destek sistemini hedeflemeli.

Kültürel ve organizasyonel değişiklikler: Dönüşümün karşısındaki en büyük engellerden biri değişime karşı direnç. Bunun arkasında da kültürel faktörler yer alıyor. Bunlara örnek olarak açık iletişim, şeffaflık, inovasyon, eğitim, sürekli gelişim, çevik yönetim, esnek ekip çalışması, motivasyona dayalı hedefler, müşteri faydasına odaklanma, karar almayı dikeyden yataya genişletmeyi sayabiliriz.

İş modellerini gözden geçirme, yeni iş modellerine odaklanma:

Dijitalleşme, şirketin mevcut işini daha hızlı ve çevik yapmasına imkan vermesinin yanında yeni iş modelleri yaratma yönünde de önemli bir güce sahip.

3) Dijitalleşme süreci büyük kurumlarda itici güç gibi görünsede Kobi statüsünde yer alan firmalarda etkisi nedir?

Tedarikçi statüsünde olan ürün ve hizmet sağlayan KOBİ’lerin önünde iki seçenek var. Ya hiç bir şey yapmayıp yok olacaklar, ya da dönüşüme ayak uydurarak ayakta kalacak hatta işlerini daha iyi hale getirecekler. Büyük ölçekli şirketlerin dijitalleşme seviyesi arttıkça, bu şirketlere ürün, hizmet sağlayacak KOBİ’lerden de dönüşüme adapte olmalarını istenecektir.

Girişimciler için ise yeni fırsatlar kapıda. (Kahve falı gibi oldu. Biliyorum ) Çalışan sayısı olarak KOBİ kriterleri içerisinde yer alan ancak ciro olarak KOBİ üzeri değerlendirilebilecek şirketlerle karşılaşıyoruz, daha da fazla karşılaşacağız.

4) 2020 yılını bu kapsamda nasıl değerlendirirsiniz ne gibi gelişmeler olacağını bekliyorsunuz?

Dünya dijital dönüşümde inanılmaz bir hızla hareket ediyor. Teknoloji üretimi ve çözüm sağlama, şirket sınırlarını aşıp ülke politikası haline gelmeye başladı. Örnek olarak yapay zeka, blok zinciri, siber güvenliği söyleyebiliriz. Yapay zekanın 2030 yılında dünya ekonomisine 15 trilyon $’lık bir katkı sağlaması bekleniyor.

Endüstri 4.0 uygulama alanlarına baktığımızda ise, dijital ürün geliştirme pazar büyüklüğü olarak en ön sırada. Ardından kestirimci bakım, veriye dayalı kalite kontrol, uzaktan hizmet, eklemeli üretim, fabrika optimizasyonu geliyor. Büyüme hızı ve potansiyeli dikkate alındığında AR uygulamaları, insan-robot işbirliği en ön sırada.

Türkiye açısından bakıldığında Endüstri 4.0’a geçişin ilk adımları olan kağıtsız ortama geçiş ve nesneleri konuşturma aşamasındayız. ERP, CRM, MES gibi yazılım, sensörler yardımıyla üretim alanından veri toplama alanında yatırımlar devam ediyor. Önümüzde veri görselleştirme, anlama, tahmin ve adaptasyon yeteneği adımları var.

5) EDT Center olarak Kobilerin Dijital Dönüşüm yolculuğuna nasıl katkınız oluyor?

EDT Center, dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 alanlarında baştan uca çözümler üretiyor. Alanında uzman iş ortakları (Trovarit AG, Industrie 4.0 Maturity Center) tarafından üniversite ve enstitü desteği ile oluşturulan çözümler ile, bilinç düzeyinin artırılmasına yönelik eğitimler, olgunluk seviyesi ölçümü, strateji ve yol haritası belirleme, projelendirme, uygun ürün,çözüm, sağlayıcı bulma, POC projelendirme ve yönetim alanlarında hizmet vermektedir.

Tags: